• slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
Duyurular

Merhaba,

Duyuruları Whatsapp üzerinden yapmaya başladık, duyuru almak isteyenler numaralarını bildirebilir. Akıllı telefonu olmayanlara duyuru malesef gelmeyecek.


Ankara Hava Durumu
Anket
Döviz Bilgieri
Merkez Bankası Döviz Kuru
  ALIŞ   SATIŞ
USD 34,4372   34,4992
EURO 36,3826   36,4482
       
Özlü Sözler
- Satrançta oyun bitince şahlarla piyonları aynı kutuya koyarlar. SÖYLEYEN BİLİNMİYOR - Çabuk yanlış yapan, onu çabuk da onaylar.
Son Ziyaretçi Yorumları
Zeki Bayırcı
1987-1990 yılları arasında Külah köyünde öğretmenlik yaptım. Dronla yapılan çekimi izledim. Çok değişmiş. O dönemden tanıdıkları da vefat edenlere Allah'tan rahmet diliyorum. Kalanlara sağlık sıhhat afiyetler diliyorum. Özellikle bana her konuda yardımcı olan İzzet Kulaksız amcaya Rabbim gani gani rahmet eylesin mekanı cennet olsun inşaAllah.

Galip OŞKUN
Yapılan bağışlar dolayısıyla köylülerimize teşekkür ederim. Bunun bir gelenek haline gelmesini ve köyümüzün kalkınmasına yardımcı olmasını yürekten dilerim. Emeği geçen herkese saygı ve sevgilerimi iletirim. Galip COŞKUN

Galip COŞKUN
Aile büyüğümüz Elmas (COŞKUN) ÇELİK'in vefatı dolayısıyla heran yanımızda olan, cenazeye katılan, telefonla arayarak acımızı paylaşan bütün dost ve yakınlarımıza ailemiz adına teşekkür ederim. Galip COŞKUN


Tüm ziyaretçi yorumları için tıklayınız.
Sponsorlarımız
Köyümüz Hakkında


Külah Köyü; Alaca'nın Batısında, Sungurlu Alaca arasında ki en yüksek yerde kurulmuştur.
Çorum'a uzaklığı 70 km. 
Alaca'ya uzaklığı 16 km. 
Alaca Ankara karayoluna 2 km.
Rakım 1.150 m. Haritanın Bel 1.200 m.

Köyümüzün Altyapısı:

Elektrik: Var
Su Şebekesi: Var
Yol:  Asfalt
Telefon: Var
Kanalizasyon: Var
Okul: Var. Öğrenci çok az olduğundan taşımalı sistem uygulanmaktadır.
Ekonomisi:Tarıma dayalı ekonomiye sahiptir. Buğday, Arpa, Nohut, Mercimek, Ayçiçeği ekilir. Eskiden hayvan yemi için Yulaf, Fi, Zeyrek de ekilirdi. Hayvancılık tamamen bitmek üzere, insanların ihtiyacı olduğu halde bakamayacakları için besleyemiyorlar .Bu yüzden artık köyümüzde manda, koyun, keçi, eşek, at, ördek, kaz göremiyoruz. Bazı evler kendi ihtiyaçlarını karşılamak amacı ile inek ve kümes hayvanı besliyor. Köy halkının yarısından fazlası tarlalarını ortakçılık sistemi ile ektiriyorlar. Köyde yaşayanların ekonomisini iyileştiren asıl sebep bir çok kişinin emekli maaşı alması.
İklim: Kışları soğuk ve az yağışlı, yazları kurak ve ılıktır.
Su kaynaklarımız kısıtlıdır. Kışın yağış çok olursa arazinin bir iki metre altı tamamen kil olduğundan su fazla derinlere inemiyor, ya doğal yollardan eşme olarak çıkar yararlanırız, ya da eşmeler mevkiinde olduğu gibi kanallarla bir yerde toplanır köyün içme suyu şebekesine aktarılır. Eğer yazın havalar çok sıcak ve kurak giderse su rezervini de dikkatli kullanmıyorsak o yaz muhakkak su sıkıntısı çekilir. Köyümüzün bitki örtüsü: Bir miktar mera otlak olarak kullanılır, dere kenarlarında çok az miktarda söğüt, kavak ve meyve ağacı vardır. Son yıllarda küçük tepeye dikilen çam fidanları köyümüze ayrı bir hava vermiştir.
Nüfusu2007 sayımında 60 kişi

Köy Muhtarı: Devrim İPEKCİ 
 

KÖYUMÜZÜN KÜLTÜREL GELİŞİMİ

Köyümüzün bilinen ya da kulaktan kulağa aktarılan ilk okuma yazma bilenleri. İbrahim Hoca (İbrahim Coşkun), Ahmet Hoca (Ahmet Coşkun), Satılmış Efendi (Satılmış Kulaksız), Haydar Kahya (Haydar Kulaksız). Birde mezarlıklarda yada dini törenlerde çok iyi kuran okuyan Abidin onbaşı( Abidin Sezici)'dir. Bunları birisinin yardımı ile ezberlemiş mi, okuyor yoksa okuyup yazıyor mu, idi bilinmiyor.

Satılmış Efendi; Sungurlu'da Rüştiye'de okumuş, dokuz yıl askerliğini Halil paşa diye bir paşanın yanında yapmış. Egitimini bilgisini burada geliştirmiş, efendi lakabı düzgün konuşması, giyim kuşamı ve davranışları yüzünden verilmiş.

Haydar Kahya'da Sungurlu'da ve Merzifon'da Rüştiye'de okumuş. Ağabeyinin uzun süreli askerliği nedeni ile okulu bitiremeden dönmüş. Hem eski yazı hem yeni harflerle okuyup yazıyordu.

Eyüp Coşkun ve Hamza Coşkun'un da Sungurlu'da bir müddet rüştiye ye gittikleri, fakat savaş nedeniyle okulu bırakıp askere gittikleri, Eyüp Coşkun'un askerde öldüğü, Hamza Coşkun'un Azerbaycan taraflarına yerleşip geri dönmediği yakınları tarafından söylenmektedir.

Atatürk harf devrimini yapıp arap harflerinden latin harflerine geçildikten sonra, yeni harfler okullarda ve askeriyede öğretilmiye başlanmış. Askerde öğrenenler de gittikleri yerlerde bunu öğretmişler. İşte bu noktada bizim köyümüzden bu tarihi görevi üstlenen ve layıkı ile yerine getiren kişi Avni Çavuş (Avni Harmancı) olmuş. Avni çavuş köyümüze geldikten sonra köylülerimize yeni harfleri öğrendiğini, isterlerse herkese okuma yazma öğretebileceğini söylemiş. Köyün ileri gelenleri toplanmış bu iş için ne gerekiyorsa yapmışlar. İzzet Kulaksız'ın evinde bir odayı sınıf haline getirmişler . Yediden yetmişe herkese okuma yazma ögretmeye çalışan Avni Çavuş büyük bir sabır ve kararlılıkla iki yıl da katılan herkese okuma yazmayı öğretmiş. Hatta matematiği de öğretmiş. Herkes dört işlemi yapıyormuş. Ruhu şad olsun. Bize düşen Avni Çavuş'u köyümüzün ilk öğretmeni ilan etmektir. Avni Çavuş'un okulunda okuyan gençlerden bazıları çok başarılı olmuşlar. Ekonomik durumu iyi olanların babaları, dedeleri bu çocukları okulu olan köylerde okutmaya karar vermişler okul aramaya başlamışlar.

Ali Rıza Kulaksız Sungurlu'da, Mehmet Kulaksız Gökçam ve Perçem'de, Hüseyin Demirbaş Perçem'de, Bekir Kulaksız Eskiyapar'da, Gazi Görür kısa bir süre Gökçam'da, Halil Görür Koçhisar' da okumuşlar.

***

 

KÖYÜMÜZDE AÇILAN İLKOKULUN TARİHÇESİ
Eğitimci -Yazar Hasan İpek anlatıyor

 
Ellili yıllarda Alaca'nın köylerinde ilkokullar iki elin parmak sayıları kadardı. Bunlardan bazıları cumhuriyetin ilk yıllarında öğretime açılmış ve ilçenin büyük köylerinde bulunuyordu. İlçenin batısında, Alacahöyük, İmat, Perçem, Karamahmut, Büyükhırka , Gökçam dışında ki köylerde okul yoktu. Bizim köyde bazı aileler çocuklarını okutmak için çevredeki okulu olan köylere, akrabalarının yanına göndermişlerdi. Köyün dışında okuyanlar, Mehmet ve Ali Rıza Kulaksız ile Hüseyin Demirbaş Perçem köyü ilkokuluna, Bekir Kulaksız ile Halil Görür ise Koçhisar köyü İlkokuluna gönderilmişlerdi. Bunlar köyde durumu iyi olan ailelerin çocuklarıydılar. Köye okul açılınca onların bir kısmı da dönmüşlerdi.
1955 yılına gelindiği zaman bunun böyle devam edemeyeceğini anlayan ve okumanın değerini çok önceden anlamış bulunan köy ileri gelenleri ilk fırsatta köye okul açmayı istiyorlardı.
Günlerden bir gün o zaman köy muhtarı olan köyün Haydar emmisi, Haydar Kağ Alaca'da bir iş için kaymakamlığa gittiğinde, daha önceden tanıdığı Alaca Milli Eğitim Müdürlüğüne uğrar. Müdürle hal hatır sorduktan sonra gözü müdürün yanında oturan on sekiz yaşlarında görünen iyi giyimli bir gence takılır. Müdür: "Bu gencin adı Nesimi Akpınar, Hasanoğlan öğretmen okulundan yeni mezun olmuştur ama biz bunu gönderecek köy bulamıyoruz. Bildiğin gibi ilçenin bazı köylerinde geri kafalı insanlar bizi dinden imandan çıkaracaklar. Köylerine okul açılmasını istemiyorlar" der.
Haydar Kağ, hiç düşünmeden: "Müdür bey der, Yer bulamadıysanız öğretmeni bize ver ben götüreyim". deyince;
Müdür: "Aman Haydar efendi! Köyünüzde okul yok, okulsuz köyde öğretmeni ne yapacaksınız" dediğinde, Haydar Kağ: hemen şu yanıtı verir. "Müdür beyim, orasını sen bana bırak, ben okulu da bulurum, öğretmene kalacak yeride", der.
Müdür yanındaki öğretmeni bir yere göndererek bu durumdan kurtulmak istediği için fazla ısrar etmez. Öyleyse bende size masa, tabure gibi okul için ne gerekiyorsa onu veririm. diyerek tekrar sorar: Peki bu araçları köye nasıl taşıyacaksın? Diye sorar.
Haydar Kağ: "O da kolay müdür bey, köyde beş altı tane at arabası var. Ben onları alır gelirim vereceğiniz araçları onlarla taşırım. Yeter ki siz verin." 
Birde duyduk ki köye öğretmen gelmiş. Köyde herkes öğretmenin nasıl bir şey olduğunu görmek için Haydar Kağ'nın odasına akın etmişlerdi. Odada oturacak yer kalmadığı gibi bir kısım insanlarımız ancak kapıdan pencereden başlarını uzatarak öğretmeni görmeye çalışıyorlardı.
1955 yılında, Eylül ayının içindeydik. Okurların açılma zamanı olmalı ki Haydar emmi babama gelerek durumu anlatmıştı. "Ula İrbehem, şu senin yeni yaptığın odayı bize ver de okul açılsın, yoksa öğretmeni elimizden alırlar. Ben başka bir yer buluncaya kadar çocuklar burada idare etsinler" dedi. Tabi babam yüze duramadı.Kapısı penceresi bile olmayan yeni yapılan odayı sınıf olarak verdi. Bizler elli öğrenci olarak okula başlamış olduk. Bizim oda öylesine dardı ki masaların üzerine kollarımız ancak ulaşıyordu. Rahatça hareket etmek, yerinden kalkıp tahtaya yazı yazmak imkansızdı. Çok geçmedi, buradan ayrıldık. Fevzi paşanın yeni yaptırdığı evin iki odasının ara duvarı sökülerek iki oda birleştirildi bir sınıf yapıldı. Bizler de oraya taşınarak dar yerden kurtulmuş olduk.
Köyde ilkokulumuzun açıldığında birinci sınıfa kayıt olan 50 arkadaşın adları şöyledir: 
 
1 Fadime Öğretir
2 Hasan İpek
3 Menşure Coşkun
4 Durak Coşkun
5 Cafer Coşkun
6 Kazım Coşkun
7 Cemal Coşkun
8 Veysel(Çakır) Coşkun
9 Nazik Coşkun
10 Hamza Coşkun
11 Fevzi Öğretir
12 Halil Narcı
13 Haçça Narcı
14 Mehmet Ali Malatyalı
15 Hüseyin Malatyalı
16 Muhsin Kulaksız
17 Bahriye Kulaksız
18 Haydar Sezici
19 Gülzade Sezici
20 Mustafa Demirbaş
21 Selami Demirbaş
22 Habibe Demirbaş
23 Elif Danabaş
24 Hüseyin Danabaş
25 Melek Kulaksız
26 Necip Kesim
27 Leyla Kulaksız
28 Nuriye Harmancı
29 Kadir Harmancı
30 Mehmet Harmancı
31 Salattın Harmancı
32 Ali Osman Kulaksız
33 Necip Kulaksız
34 Bahriye Kulaksız
35 Yosma İpekçi
36 Sadık İpekçi
37 Halil Görür
38 Şefika Kulaksız
39 Durak Kesim
40 Mehmet Kulaksız
41 Döndü Kesim
42 Durak Kesim
43 Fevzi Öğretir
44 Süleyman Görür
45 Muharrem Sezer
46 Satı Sezer
47 Hikmet Kulaksız
48 Azmi Öğretir
49 Bekir Ersoy
50 Kazım Tiryaki(Çomarlı)
51 Halil Keçeli (Çomarlı)
52 Nurettin Coşkun
 
Eğer arkadaşlarımız isterlerse sınıf numaralarını isimlerinin karşısına yazabilirler. Benim sınıf numaram 2.
 
***

Köyümüz Öğretmenleri:

  1. Avni Harmancı
  2. Nesimi Apınar
  3. Halil İbrahim  ..............
  4. Ali Kara
  5. Cuma.Kandemir
  6. Gürbüz Hekimoglu
  7. İsmet Pekdemir
  8. Hasan Erken
  9. ..........  ..............
  10. Hasan Sezgin
  11. 10-Veli Denkli
  12. Azmi Ögretir
  13. Ferdane Ögretir
  14. Müslüm Şahin
  15. Aysel Şahin
  16. Hasan Aykaç
  17. Sevgi Aykaç

Vekil Öğretmenler:

  1. Seydi Kaynamış
  2. Gürsel Çelen
  3. Hasan İpek
  4. Kazım Coşkun
  5.  

Pire Mehmet'in kısa bir anısı:

Babası düğüne gidiyoruz diye Gökçam'a götürür ve bir tanıdığı ile okula bırakır. Pire Mehmet oradan kaçmak, köyüne dönmek ister ama cesaret edemez. Çünkü Gökçam'a Gelincik Mezarı mevkiinden, eski yoldan gitmişler. Gökçam'daki okula dönem ortasında gittiğinden okula kaydını yapmazlar ama Avni Hoca'dan aldığı eğitim nedeni ile 2. sınıflarla okuturlar. Okula kaydı olmadığından babası karne tatilinden sonra Perçem'e götürür oradaki öğretmen bir sınava tabi tutar ve 3. sınıflarla başlatır.

***

Nazik Coşkun anlatıyor:

Köyümüze gelen ilk ögretmen Nesimi Akpınar ögrenci kayıtlarına başladı, fakat istenen yaş aralığında istedigi ögrenci sayısını bulamayınca yaşları bizden büyük olanları da, bizden çok küçük olanları da kaydetti. Örnegin Nurettin Coşkun çok küçüktü . 4. sınıfa kadar sorunsuz devam ettik. Nesimi ögretmen gittikten sonra zaten yaşları büyük olan kızları okuldan aldılar bir müddet ben de gitmedim. Abim Eyüp Coşkun İstanbulda çalışıyordu izine gelmişti benim okula gitmediğimi öğrenince çok üzüldü. Okula devam etmem için beni ikna etti. Ben o günlerde dilden dile dolaşan Hasanoglan ögretmen okuluna gitmek istiyordum. Okumam yazmam çok iyiidi fakat sakatlıgım nedeni ile sınavlara girmemi kabul etmediler. Bende Ankara Kız Meslek Lisesi'nde ortaokul ve liseyi bitirdim. Köyümüzde liseyi bitiren ilk kadınım. İlk devlet memuru kadınn da benim. 26 yıl çalışıp emekli oldum.

 

 

© Copyright 2020  V4.1 Tüm Hakları Saklıdır. | Dernek Sitesi | Köy Sitesi


Top