Merkez Bankası Döviz Kuru | |||
ALIŞ | SATIŞ | ||
USD | 34,4372 | 34,4992 | |
EURO | 36,3826 | 36,4482 | |
Kıymet Çağın Şiirleri
BİR
NEFES ALACAK GÜCÜM KALMADI
Nedir bu
dünyanın kederi gamı
Boynumu
büktü zindan etti her yeri
Kendi
ellerimle sardım yaramı
Bir nefes
alacak gücüm kalmadı
Bozuldu
düzenim dağıldı bendim
Artık düzen
tutmaz bedenim fendim
Bu hayattan
bende bıktım usandım
Bir nefes
alacak gücüm kalmadı
Gönül aşka
düşer yanar kavrulur
Rüzgar olur
semalarda savrulur
Ayrı kalır
yavrusundan ayrılır
Bir nefes
alacak gücüm kalmadı
Yeter
Kıymetim bırak kederi gamı
Gönül hasret
çeker yavru hederi
Hakkın emri
bilmez misin kaderi
Bir nefes
alacak gücüm kalmadı..
Kıymet ÇAĞIN
Gön : Murat
ÇAĞIN
FELEĞE
İSYAN
Yedi yol
üstüne bir fidan diktim
Felek sille
vurdu boynumu büktüm
Çürüdü
bedenim artık ben çöktüm
Bıraksan
yakamı ne olur felek,
Yine sana
kahırlandım yazarım
Sanki sitem
denizinde yüzerim
Düşünür
derdimi kendim çözerim
Gülmeme razı
olmadın felek,
Deniz
dalgasını kenara vurur
Dertlerim
gizlidir içimde durur
Düşünürüm
yine gönlüm yorulur
Bıraksan
yakamı ne olur felek
Yazar oldum
yazar oldum
Ben
kendimden bezer oldum
Hep ağladım
nerde güldüm
Gülmeme razı
olmadın felek,
Bu dünyada
benim ile yarıştın
Kıskandın da
her işime karıştın
Sen beni
üzmeye kötü alıştın
Bıkarsan
yakamı ne olur felek..
Kıymet ÇAĞIN
Gön: Murat
ÇAĞIN
SILANA DÖN BENİM KUŞUM
SILANA
Gitme gitme
yavrum gönlüm üzülür
Lokmalarım
boğazıma dizilir
Gurbetin
kuşu yavrumu almış süzülür
Sılana dön
benim kuşum sılana,
Gurbetin
kuşları havalı uçar
Konar soğuk
suya tüyünü saçar
Adam
sılasından böylemi geçer
Sılana dön
benim kuşum sılana
Kıymet
kuşlarını uçurmuş elden
Hakkın
kelamını bırakmaz dilden
Yavrumun
lezzeti tatlıdır baldan
Onun için
sana doyamam kuzum..
Kıymet ÇAĞIN
Gön: Murat
ÇAĞIN
DERDİMİ KİMLERE DİYEYİM
DAĞLAR
Dağlar
kaftan giymiş beyaz karınan
Devran
süremedim bende yarınan
Ömrümü
geçirdim ahu zarınan
Derdimi
kimlere diyeyim dağlar,
Gündüzüm
karanlık gecemse zından
Felek
alacağın neyidi benden
Hem hayattan
geçtim hemi de candan
Derdimi
kimlere diyeyim dağlar,
Kıymet
dağlar dayanmıyor derdine
Uçurdum
kuşlarım dönmez yurduna
Esir olmuş
karlı dağlar ardına
Derdimi
kimlere diyeyim dağlar...
Kıymet ÇAĞIN
Gön : Murat
ÇAĞIN
YAVRU MİSAFİRİ
Seher vakti
dert dökerim kaleme
Gönül hasret
çeker kuru selama
Sevinirim
yavrulardan gelene
Yavru
misafiri ömür tazeler,
Karanlık
geceler hüzünlü günler
Hasret çeken
gönül her an iniler
Düşünürüm
yaralarım sızılar
Yavru
misafiri ömür tazeler,
Kıymet boyun
bükme kedere gama
Sabırlı ol
şükür dile her an'a
Yavru
emanettir mevladan sana
Yavru
misafiri ömür tazeler....
Kıymet ÇAĞIN
Gön: Murat ÇAĞIN
YA MUHAMMED MUSTAFA
Kısmet oldu
Medine ye uğradım
O toprağa
yüz sürmekti muradım
Derdime
dermanı onda arardım
Derman sende
Ya Muhammed Mustafa
Sen elçisin
hakkı tarif edersin
Kur'anı
kalbinde hatim edersin
Burakla
semada yola gidersin
Derman sende
Ya Muhammed Mustafa
O sema da ne
kapılar açıldı
Üzerine
miski kamber saçıldı
Huri
kızlarına hülle biçildi
Şimşek
hızıyla hakka geçildi
Derman sende
Ya Muhammed Mustafa..
Kıymet ÇAĞIN
Gön: Murat
ÇAĞIN
ALİYEL MURTAZA
Fıratı
geçmeden uğradı dosta
Kırklar meydanında
oturdu posta
Kur'anı
hatimde birinci usta
Aliyel
Murtaza Ali değil mi?
Kerbelayı
Düldül ile gezerdi
Kalbi kan
ağlardı şahsı güzeldi
Daima
arzuhalini hakka yazardı
Aliyel
Murtaza Ali değil mi?
Nazlım
Hüseyin inim inim inledi
O mahsun
topraklar onu dinledi
Şükredip
Allahtan sabır dilerdi
Aliyel
Murtaza Ali değil mi?
Kıymet ÇAĞIN
Gön: Murat
ÇAĞIN
|
|
|
TANERİME
Ne biçim konuşma ne biçim eda
Sen tatlı meyvesin doymam o tada
O meyve hatıra ol Muhammede
Tadına doyulmaz meyvedir torun
Allahın nazarı üstünde olsun
Saygı seninle daima kalsın
Şenay gelinime teşekkür olsun
Doyumsuz meyveye doyurdu beni
Bu tatlı meyveye nazar kılınmaz
Hak vermezse hiçbir yerde bulunmaz
Kimde ne var yerde ne var bilinmez
O tatlı meyveye kurban olurum
Karışsın sıraya küçük apinnim
Ulu mevlam esirgesin hepinnim
Bağladım kuzuma gönül tapumu
O tatlı meyveye kurban olurum
KIYMET ÇAĞIN
GÜLLE BÜLBÜLÜN AŞKI
Sabah serin eser seherin yeli
Dokunup incitmez o gonca gülü
Ne kadar firgatlı bülbülün dili
Zar edip okşuyor o nazik gülü
Gül bülbüle aşık bülbül de güle
Bülbül firgatlanmış zara mı düşmüş
Bir sevgi uğruna zora mı düşmüş
Neden mahzun kalmış yolumu şaşmış
Gül bülbüle aşık bülbül de güle
Kıymet bülbülleri dile getirmiş
Bülbül de zarınan ömür bitirmiş
Dünya varlığını hiç kim götürmüş
Gül bülbüle hasret bülbül de güle
KIYMET ÇAĞIN
SİNEM YARALANDI BU GÜN
ÖTMEYİN
Her sabah her akşam ötüşen kuşlar
Sinem yaralandı bu gün ötmeyin
Tolu gibi düştü bağrıma taşlar
Sinem yaralandı bu gün ötmeyin
O yavru kuşlarım uçup gittiler
Zalim gurbet eli mesken tuttular
Baykuşu yuvaya bekçi ettiler
Sinem yaralandı bu gün ötmeyin
Kıymet kuşlarınan pazar mı tutmuş
Yavrular sılayı nasıl unutmuş
Ne dertler yaşamış ne gamlar yutmuş
Sinem yaralandı bu gün ötmeyin
ÖZGÜR ve GÖRKEMİME
Yavrumun yavrusu da gönlümün gülü
Onlara da göründü ayrılık yolu
Dolandır boynuma o kulaç kolu
Haydi güle güle gidesin kuzum
Benim bedenimde var iki gözüm
Birisi civanım birisi özüm
Haydi güle güle gidesin kuzum
Allaha emanet olasın kuzum
Gittiğiniz yer karlı karlı dağ olsun
Durduğunuz yer mor sümbüllü bağ
olsun
Dilerim Allahtan canın sağ olsun
Haydi güle güle gidesin
KIYMET ÇAĞIN
SILANA DÖN BENİM KUŞUM
SILANA
Gitme gitme yavrum gönlüm üzülür
Lokmalarım boğazıma düzülür
Gurbet kuşu yavrumu almış süzülür
Sılana dön benim kuşum sılana
Gurbetin kuşları havalı uçar
Konar soğuk suya tüyünü saçar
Adam sılasından böylemi geçer
Sılana dön benim kuşum sılana
Kıymet kuşlarını uçurmuş elden
Hakkın kelamını bırakmaz dilden
Yavrunun lezzeti tatlıdır baldan
Onun için sana doyamam kuzum
KIYMET ÇAĞIN
YA MUHAMMED MUSTAFA
Kısmet oldu Medine ye uğradım
O toprağa yüz sürmekti muradım
Derdime dermanı onda aradım
Derman sende Ya Muhammed Mustafa
Sen elçisin hakkı tarif edersin
Kur’anı kalbinde hatim edersin
Burakla semada yola gidersin
Derman sende Ya Muhammed Mustafa
O sema da ne kapılar açıldı
Üzerine miski kamber saçıldı
Huri kızlarına hülle biçildi
Şimşek hızıyla hakka geçildi
Derman sende Ya Muhammed Mustafa
YOL VERMİYOR BEN YAVRUMA KAVUŞAM
Aşka geldim hazin hazin ağlarım
Viran oldu gazel döktü bağlarım
Hiç vicdanı yok mu zalim dağların
Yol vermiyor ben yavruma kavuşam
Dağlar sıra sıra engel kurmuşlar
Oturmuşlar bir menzile varmışlar
Yavru acısını kime sormuşlar
Yol vermiyor ben yavruma kavuşam
Gamla hüzün birbirine ulanır
Gönül abdal olmuş gezer dolanır
Efkar bastı yine gözler sulanır
Yol vermiyor ben yavruma kavuşam
Kıymetim nedir bu kederin gamın
Izdırap çekiyor hep tatlı canın
Kilitlenir kapısı hamamın hanın
Yol vermiyor ben yavruma kavuşam
KIYMET ÇAĞIN
KÜSME GÖNÜL BAHARINA YAZINA
Barışmadım baharınınan yazınan
Eyledim gönlümü kırık sazınan
Yavru yetiştirdim binbir nazınan
Onlar da gurbeti mesken eylemiş
Gurbet dolam dolam yolları uzun
Kırılmış telleri ötmüyor sazım
Gönül arzu ediyor göremem kuzum
Onlar da gurbeti mesken eylemiş
Sabret Kıymetim kahırlanma kuzuna
Hakkın şükrünü doldur özüne
Kısmet olur kavuşursun kuzuna
Küsme gönül baharına yazına
KIYMET ÇAĞIN
YAVRU HASRETİYLE YANIYOR SİNEM
Sıla burcu burcu sızılar yaram
Candan yarenim yok ben kime varam
Kendi ellerimle yaramı saram
Yavru hasretiyle yanıyor sinem
Gurbet zalim engelliyor yolumu
Feleğin kemendi bağlar kolumu
Kural koymuş ayrılığınan ölümü
Yavru hasretiyle yanıyor sinem
Gamlı gönül her dem ummana dalar
Ciğer alev almış derinden yanar
Bir baykuş dolanır virane konar
Yavru hasretiyle yanıyor sinem
Kıymetim neden böyle yanıyor özün
Şu yalan dünya da gülmüyor yüzün
Hem yari yitirmişsin hemi de kızın
Yavru hasretiyle yanıyor sinem
DOYUMSUZ AÇ GÖZLÜ GURBET
Bana diyorlar ki gurbetlik zalim
Hep orada açtı gonca ve gülüm
Benim yaşamaya yok mu emelim
Ne kadar doyumsuz aç gözlü gurbet
Gurbet bilmeyene tatlı bir oktur
Yuvalar yıkılır çaresi yoktur
Bilmem kötü kader bilmem ki bahttır
Ne kadar doyumsuz aç gözlü gurbet
Bazısına zehir olur içilmez
Bazısına baldan tatlı geçilmez
Yavruya hiçbir zaman kıymet biçilmez
Ne kadar doyumsuz aç gözlü gurbet
KIYMET ÇAĞIN
GÜLSEM EĞLENSEM
Gönül bir at olsa binsem dolansam
Bırakıp kederi gülsem eğlensem
Dert ortağım yok ki gidip söylensem
Sabırdır selamet gülsem eğlensem
Uçak olup gökyüzüne savrulsam
Gemi olup denizleri boylasam
Bitki çiçeklerle gönül eğlesem
Sabırdır selamet gülsem eğlensem
Bitki çiçekleri elimde dersem
Onu incitmeden sineme sarsam
Kavuşur da şahı hürdam olursam
Sabırdır selamet gülsem eğlensem
Kıymetim çiçeğini kendin demetle
Menzile erersin sabırla bekle
Ne hayaller kurdun büyük ümitle
Sabırdır selamet gülsem eğlensem
KIYMET ÇAĞIN
AHMEDİME
Açmış pencereyi poyraza karşı
Girdim hanesine zannettim çarşı
Gülerim oynarım yad ele karşı
Aç gör beni şu sinemde neler var
Neşe vermez bizim elin yazları
Göle gelmez ördekleri kazları
Gurbet kuşu etmiş oğul kızları
Aç gör beni şu sinemde neler var
Bazen hüzünlenir bazen gamlanır
Hakka şükreder hemen canlanır
Bir kuş olur yavrulara yollanır
Aç gör beni şu sinemde neler var
Yavru bu gönlümün büyük neşesi
Aile sofrasının kadeh şişesi
Ailenin büyüğü gönül neşesi
Aç gör beni şu sinemde neler var
Lafı sözü belli kemali ağır
Yavru hasretiyle yanıyor bağır
Seher vakti kalkıp Allaha yalvarır
Aç gör beni şu sinemde neler var
Hüzün verme gurbetteki kuzuna
Razı ol haktan gelen yazına
Kıymetim huzur dile oğul kızına
Aç gör beni şu sinemde neler var
YAVRUM YAVRUM
Yavrum yavrum sesini alırım uzun
tellerden
Kokunu alırım esen yellerden
Rengini alırım açan güllerden
Yavrum yavrum yavrum Harunum
Yavrum yavrum derim gelirim aşka
Yavrum yavrum yavrum Harunum
Yavrunun lezzeti tadı bambaşka
Yavrum yavrum yavrum Harunum
KIYMET ÇAĞIN
HASRET ve ÖZLEM
Bulut sohbet kurmuş Ağrı Dağı’na
Gine efkar doldu gönül bağıma
Bir mektup yazayım dert ortağıma
Ömrümün baharı solmadan gelsin
Başı karlı etekleri yazlanır
Beyaz taşta mor koyunlar tuzlanır
Hasretim gurbet yolu gözlenir
Canım bu cesetten geçmeden gelsin
Yavru hasretiyim yanar tüterim
Baykuş muyum hep viranda öterim
Deli değil mecnunlardan beterim
Söylen yavrulara gelsin ha gelsin
Kıymet efkârlanmış dertli yazıyor
Felek cellat olmuş bağlar bozuyor
Ben burdayım gönül gurbet geziyor
Söylen yavrulara gelsin ha gelsin
KIYMET ÇAĞIN
BENİM DE YUVAYA İHTİYACIM
VAR
Neden neden benim bağrım böyle
yanıyor
Beni böyle gören deli sanıyor
Kuşlar bile yuvasına konuyor
Benim de yuvaya ihtiyacım var
Bülbül gül dalında zar’ı figanda
Döner gelir yuvasına mutludur orda
Büyük hevesler var güzel civanda
Benim de yuvaya ihtiyacım var
Kıymetim yuva kurmak senin muradın
Seher vakti Allahıma yalvardım
Yaradanım verir alemin muradın
Benim de yuvaya ihtiyacım var
KIYMET ÇAĞIN
KİME NE SÖYLİYEM KİME NE
DİYEM
Dertler beni adım adım
izlemiş
Tuzak kurup yollarımı
gözlemiş
Dünya kederleri bana
gizlemiş
Kime ne söyliyem kime ne
diyem
Anadan öksüzüm babadan
yetim
Kırıldı kanadım elimden
tutun
Yaşamadan bitip gitti
hayatım
Kime ne söyliyem kime ne
diyem
Sohbet kurdum kederinen
gamınan
Mücadele ettim tatlı
canınan
Mecnun misaliyem boş bir
hanınan
Kime ne söyliyem kime ne
diyem
Mahzun Kıymetim gülmüyor
yüzüm
Yine hüzünlenmiş akıyor
gözüm
Ayrı ayrı düşmüş oğlumla
kızım
Kime ne söyliyem kime ne
diyem
KIYMET ÇAĞIN
İMAM HÜSEYİN
Cenabi Hakkın elçisi Muhammed Mustafanın
Sevgili öksüzleri Alinin can pareleri
Kerbelanın unutulmaz yarası
Ehlibeytin can paresi İmam Hüseyin
Şehribanın içine düştü bir sancı
Hüseyinin ateşi zehirden acı
Süvariye koştu Şehriban bacı
Ehlibeytin can paresi İmam Hüseyin
Kerbela da Hüseyi’nin kervanı
Benzi soluk kalmamıştı dermanı
Nefsi kudurtmuştu zalim mevranı
Ehlibeytin can paresi İmam Hüseyin
Kıymet ÇAĞIN
NEDİR BU GÖNLÜMÜN FERYADI YAVRUM
Hava mı bulutlu ben mi gamlıyım
Nedir bu gönlümün feryadı yavrum
Gün geçtikçe için için kavruldum
Nedir bu gönlümün feryadı yavrum
Ulu bağda bir tomurcuk gül idim
Dikene sarılmış bir bülbül idim
Dostlar arasında tatlı dil idim
Nedir bu gönlümün feryadı yavrum
Yol üstünde saray mısın bağ mısın
Başı bulutlanmış yüce dağ mısın
Bilmem köle misin yoksa bey misin
Nedir bu gönlümün feryadı yavrum
KIYMET ÇAĞIN
SIZLANIR GEZERİM YOKTUR ÇARESİ
Kanser denilen dert çaresiz derttir
Neden yavrum kuzuları bırakıp gittin
Yaktın yavrum bu bağrımı kül ettin
Sızlanır gezerim yoktur çaresi
Karanlık gecede sızlanır kuzum
Yüzüne baktıkça kavrulur özüm
Kanserin çaresi sabırdır kuzum
Sızlanır gezerim yoktur çaresi
Hasretlik üzer iki kuzumu
Bir tek Erenini hem de kızını
Gitsem gizli gizli görsem yüzünü
Sızlanır gezerim yoktur çaresi
Kıymet sabır ile kavuş kuzuna
Felek sitem dolduruyor özüne
Resimlerinde baktım doyasıya yüzüne
Sızlanır gezerim yoktur çaresi
KIYMET ÇAĞIN
KARDEŞ TUTSUN SAL’IMDAN
Bir gün bu dünya ya veda ederim
Arzum o kardeşi görmekti benim
Hep çileli geçti bütün günlerim
Kaldırmayın kardeş tutsun sal’ımdan
Gizli gizli içimize ağladık
Kardeş olduğumuzu çok geç anladık
Uzun telden hep dertleştik ağladık
Kaldırmayın kardeş tutsun sal’ımdan
Kıymet dertlerini kaleme dökmüş
Şükredip feleğe boynunu bükmüş
Sonsuz çileleri sabırla çekmiş
Kaldırmayın kardeş tutsun sal’ımdan
KIYMET ÇAĞIN
HEP GELDİ GEÇTİ
Hiç gülme yüzüme yalancı yavrum
Size aldandığım çağ geldi geçti
Bitti her fırsatta kurduğum hülya
Her dala konduğum çağ geldi geçti
Tatlı dile güler yüze aldandım
Hep ahu zar’ınan gün geldi geçti
Her bahar imrenirim ellere
Hevesim göğsümde hep geldi geçti
Kıymet cahil ile pazara durma
Ok atıp sinenin başından vurma
Şu tatlı canına ızdırap verme
Ne günler yaşadın hep geldi geçti
KIYMET ÇAĞIN
YOLA REVAN OLDUM DOSTLAR ELVEDA
Karanlık geceler hüzünlü günler
Yorulmuş ızdırap çeker bedenler
Sinemde yaramı bilmiyor eller
Yola revan oldum dostlar elveda
Bitiyor dermanım tutmaz dizlerim
Umutsuz yolları bekler gözlerim
El oldum kimseye geçmez sözlerim
Yola revan oldum dostlar elveda
Kıymet emeklerin gidiyor boşa
Ne kavime güven ne de kardeşe
Elin canileri geçiyor başa
Yola revan oldum dostlar elveda
KIYMET ÇAĞIN
DAĞLAR YA MUHAMMET ALİ ÇAĞIRIR
Yağmur damla damla düşer toprağa
Neşe verir güzel donlu yaprağa
Ağaçlar erişir en güzel çağa
Dağlar ya Muhammet Ali çağırır
Güzel kuşlar neşe verir dallara
Gidip dert dökeyim şol ovalara
Mevlanın kederi hep analara
Dağlar ya Muhammet Ali çağırır
Kıymet dert dökmeye dağlara varmış
Ali avazını kuşlara vermiş
O güzel avazı turnada görmüş
Dağlar ya Muhammet Ali çağırır
KIYMET ÇAĞIN
KARDEŞ TUTSUN SAL’IMDAN
Bir gün bu dünya ya veda ederim
Arzum o kardeşi görmekti benim
Hep çileli geçti bütün günlerim
Kaldırmayın kardeş tutsun sal’ımdan
Gizli gizli içimize ağladık
Kardeş olduğumuzu çok geç anladık
Uzun telden hep dertleştik ağladık
Kaldırmayın kardeş tutsun sal’ımdan
Kıymet dertlerini kaleme dökmüş
Şükredip feleğe boynunu bükmüş
Sonsuz çileleri sabırla çekmiş
Kaldırmayın kardeş tutsun sal’ımdan
KIYMET ÇAĞIN
HEP GELDİ GEÇTİ
Hiç gülme yüzüme yalancı yavrum
Size aldandığım çağ geldi geçti
Bitti her fırsatta kurduğum hülya
Her dala konduğum çağ geldi geçti
Tatlı dile güler yüze aldandım
Hep ahu zar’ınan gün geldi geçti
Her bahar imrenirim ellere
Hevesim göğsümde hep geldi geçti
Kıymet cahil ile pazara durma
Ok atıp sinenin başından vurma
Şu tatlı canına ızdırap verme
Ne günler yaşadın hep geldi geçti
KIYMET ÇAĞIN
YOLA REVAN OLDUM DOSTLAR ELVEDA
Karanlık geceler hüzünlü günler
Yorulmuş ızdırap çeker bedenler
Sinemde yaramı bilmiyor eller
Yola revan oldum dostlar elveda
Bitiyor dermanım tutmaz dizlerim
Umutsuz yolları bekler gözlerim
El oldum kimseye geçmez sözlerim
Yola revan oldum dostlar elveda
Kıymet emeklerin gidiyor boşa
Ne kavime güven ne de kardeşe
Elin canileri geçiyor başa
Yola revan oldum dostlar elveda
KIYMET ÇAĞIN
DAĞLAR YA MUHAMMET ALİ ÇAĞIRIR
Yağmur damla damla düşer toprağa
Neşe verir güzel donlu yaprağa
Ağaçlar erişir en güzel çağa
Dağlar ya Muhammet Ali çağırır
Güzel kuşlar neşe verir dallara
Gidip dert dökeyim şol ovalara
Mevlanın kederi hep analara
Dağlar ya Muhammet Ali çağırır
Kıymet dert dökmeye dağlara varmış
Ali avazını kuşlara vermiş
O güzel avazı turnada görmüş
Dağlar ya Muhammet Ali çağırır
KIYMET ÇAĞIN
GİZLİ SIRLAR AŞİKARDIR GEL YETİŞ
Ulular ulusu Bektaşi Veli
Evvel onlar kurdu erkanı yolu
İmamlar serveri Şahmerdan Ali
Gizli sırlar aşikardır gel yetiş
Bazen Ali Ali bazen de Veli
Bazen oldun kızıl deli
Sen bilirsin doğru yolu
Gizli sırlar aşikardır gel yetiş
Kıymet imdadını bekler Ali den
Ulular ulusu Bektaş Veli den
Kesmem umudumu kızıl deliden
Gizli sırlar aşikardır gel yetiş
KIYMET ÇAĞIN
BENİM DERT DÖKECEK KİMİM VAR İDİ
Sanki kural imiş bende evlendim
Mutlu olamadım hayat ile eğlendim
Ben derdimi hep kendime söylerdim
Benim dert dökecek kimim var idi
Gençliğimi verdim gitti havaya
Mutluluk verirdim bende yuvaya
Yavru uğruna telef ettim ömrümü
Benim dert dökecek kimim var idi
Ömür büyük varlık takdir etmedim
Bırakıp ta bir tarafa gitmedim
Hiçbir zaman haram lokma yutmadım
Benim dert dökecek kimim var idi
Kıymet kendi elinle sardın kendi yaranı
O ulu mevladan buldun çareni
Daha ondan başka kimin var idi
Benim dert dökecek kimim var idi
KIYMET ÇAĞIN
DAĞLAR
Enginli yüceli sıralı dağlar
Benim gibi bağrı yaralı, yaralı dağlar
Azgın çılgın yağmış güzel bağrına
O da benim gibi yaralı, yaralı dağlar
O yavru geyikler güzel ceylanlar
Sürmeli maralın nereli nereli dağlar
Karlar yağmış duman çökmüş başına
Yol vermiyor kekliğine kuşuna
Neden bağrın yaralı yaralı dağlar
Kıymet dağlar ile sohbete dalmış
Yüce dağ başında esen yel olmuş
Ömür bitmiş harcanacak ne kalmış
Söyle bana aslın nereli dağlar
KIYMET ÇAĞIN
KANLI YAŞ AKITTIN İKİ GÖZÜMDEN
Aslımı sorarsan sevgili dostum
Sultan Aygar dağının Budaközünden
Çorum Sungurlunun Gökçam köyünden
Kanlı yaş akıttın iki gözümden
Felek derdi sıralamış sineme
Gizli gizli ben yanarım kime ne
Nesini aldım şu kınayan ellerin
Kanlı yaş dökerim iki gözümden
Kıymet gözlerine ne idi kastın
Şu yalan dünyada kalmadı dostun
Bir gün kara toprak örterse üstün
Kanlı yaş dökerim iki gözümden
KIYMET ÇAĞIN
ŞÜKREDİP AĞLAMAK BANA MI DÜŞTÜ
Bitmez keder ile doğdum anamdan
Ben de usandım çare bulmaz yaramdan
Dağlar bile zorlanıyor zarımdan
Şükredip ağlamak bana mı düştü
Herkes gülüp eğleniyor dünyada
Bu dert hatıradır mevlamdan bana
Ne anana kahret ne de babana
Şükredip ağlamak bana mı düştü
Ben ağlarım bu perişan halime
Sözüm geçmez felek gibi zalime
Baykuş kondu o tomurcuk gülüme
Şükredip ağlamak bana mı düştü
KIYMET ÇAĞIN
TURNALAR
Turnam nerden kalktın alemin mi var
Elinde divitin kalemin mi var
Konuş dillerine kurban olurum
Bana yavrularımdan selamın mı var
Turnanın kanadı evvelden eğri
Bozuktur aşnası ciğerim dağlı
Döndürmüş yönünü bozoka doğru
Bir katar da doğru gidin turnalar
Bir selam göndersem götürür müsün
Selamım yerine yatırır mısın
Unutup yollarda yitirir misin
Söyle dillerine kurban olurum
KIYMET ÇAĞIN
BU KADAR YÜKLEDİM YETMEZ Mİ FELEK
Felek bir tor ata binmiş dolaşır
İstediği yere hemen ulaşır
Bu kadar sitemi beden mi taşır
Bu kadar yükledim yetmez mi felek
Felek sitemini bal diye yuttum
Bu dünya da yaşamayı unuttum
Beni üzmek için nöbet mi tuttun
Bu kadar yükledim yetmez mi felek
Felek seni üzdümse özür dilerim
Eğer gül diyorsan ben de gülerim
Derdin neyse söyle bende bileyim
Bu kadar yükledim yetmez mi felek
Bunu karaladım Garip kardeşe
Yaktın bu bağrımı döndürdün taşa
Bir sille vurdun ki aslan kardeşe
Bu kadar yükledim yetmez mi felek
KIYMET ÇAĞIN
TURNALAR
Turnam nerden kalktın alemin mi var
Elinde divitin kalemin mi var
Konuş dillerine kurban olurum
Bana yavrularımdan selamın mı var
Turnanın kanadı evvelden eğri
Bozuktur aşnası ciğerim dağlı
Döndürmüş yönünü bozoka doğru
Bir katar da doğru gidin turnalar
Bir selam göndersem götürür müsün
Selamım yerine yatırır mısın
Unutup yollarda yitirir misin
Söyle dillerine kurban olurum
KIYMET ÇAĞIN
BU KADAR YÜKLEDİM YETMEZ Mİ FELEK
Felek bir tor ata binmiş dolaşır
İstediği yere hemen ulaşır
Bu kadar sitemi beden mi taşır
Bu kadar yükledim yetmez mi felek
Felek sitemini bal diye yuttum
Bu dünya da yaşamayı unuttum
Beni üzmek için nöbet mi tuttun
Bu kadar yükledim yetmez mi felek
Felek seni üzdümse özür dilerim
Eğer gül diyorsan ben de gülerim
Derdin neyse söyle bende bileyim
Bu kadar yükledim yetmez mi felek
Bunu karaladım Garip kardeşe
Yaktın bu bağrımı döndürdün taşa
Bir sille vurdun ki aslan kardeşe
Bu kadar yükledim yetmez mi felek
KIYMET ÇAĞIN
FELEĞE İSYAN
Yedi yol üstüne bir fidan diktim
Felek sille vurdu boynumu büktüm
Çürüdü bedenim artık ben çöktüm
Bıraksan yakamı ne olur felek
Yine sana kahırlandım yazarım
Sanki sitem denizinde yüzerim
Düşünür derdimi kendim çözerim
Gülmeme razı olmadın felek
Deniz dalgasını kenara vurur
Dertlerim gizlidir içimde durur
Düşünürüm yine gönlüm yorulur
Bıraksan yakamı ne olur felek
Yazar oldum yazar oldum
Ben kendimden bezer oldum
Hep ağladım nerde güldüm
Gülmeme razı olmadın felek
Bu dünyada benim ile yarıştın
Kıskandın da her işime karıştın
Sen beni üzmeye kötü alıştın
Bıraksan yakamı ne olur felek
Kıymet ÇAĞIN
YAVRU MİSAFİRİ
Seher vakti dert dökerim kaleme
Gönül hasret çeker kuru selama
Sevinirim yavrulardan gelene
Yavru misafiri ömür tazeler
Karanlık geceler hüzünlü günler
Hasret çeken gönül her an iniler
Düşünürüm yaralarım yeniler
Yavru misafiri ömür tazeler
Kıymet boyun bükme kedere gama
Sabırlı ol şükür dile her an’a
Yavru emanettir mevladan sana
Yavru misafiri ömür tazeler
Kıymet ÇAĞIN
YAVRU MISAFIRI
Seher vakti dert dökerim kaleme
Gönül hasret çeker kuru selama
Sevinirim yavrulardan gelene
Yavru misafiri ömür tazeler
Karanlık geceler hüzünlü günler
Hasret çeken gönül her an iniler
Düşünürüm yaralarım yeniler
Yavru misafiri ömür tazeler
Kıymet boyun bükme kedere gama
Sabırlı ol şükür dile her an’a
Yavru emanettir mevladan sana
Yavru misafiri ömür tazeler
Kıymet ÇAĞIN
YANARIM GELİP GEÇEN GÜNLERE
Mezarımı koyun boş bir alana
Uğrattılar genç ömrümü talana
Geldi geçti günler döndü yalana
Ben yanarım gelip geçen günlere
Bu ömrümü sitem ile bitirdim
Yoruldum da bir kenarda oturdum
Yalan dünya beni benden götürdün
Ben yanarım gelip geçen günlere
Kıymet hep kalbinde hüzün taş imiş
Sitem ocağında pişen aş imiş
Benden uzak değil hep kardeş imiş
Ben yanarım gelip geçen günlere
Kıymet ÇAĞIn
ALİYEL MURTAZA
Fıratı geçmeden uğradı dosta
Kırklar meydanında oturdu posta
Kur-anı hatimde birinci usta
Aliyel Murtaza Ali değil mi?
Kerbelayı Düldül ile gezerdi
Kalbi kan ağlardı şahsı güzeldi
Daima arzuhalini hakka yazardı
Aliyel Murtaza Ali değil mi?
Nazlım Hüseyin inim inim inledi
O mahsun topraklar onu dinledi
Şükr edip Allahtan sabır dilerdi
Aliyel Murtaza Ali değil mi?
Kıymet ÇAĞIN
İMAM HÜSEYİN
Cenabi Hakkın elçisi Muhammed Mustafanın
Sevgili öksüzleri Alinin can pareleri
Kerbelanın unutulmaz yarası
Ehlibeytin can paresi İmam Hüseyin
Şehribanın içine düştü bir sancı
Hüseyinin ateşi zehirden acı
Süvariye koştu Şehriban bacı
Ehlibeytin can paresi İmam Hüseyin
Kerbela da Hüseyi’nin kervanı
Benzi soluk kalmamıştı dermanı
Nefsi kudurtmuştu zalim mevranı
Ehlibeytin can paresi İmam Hüseyin
Kıymet ÇAĞIN
DERDİMİ KİMLERE DİYEYİM DAĞLAR
Dağlar kaftan giymiş beyaz karınan
Devran süremedim bende yarınan
Ömrümü geçirdim ahu zarınan
Derdimi kimlere diyeyim dağlar
Gündüzüm karanlık gecemse zından
Felek alacağın neyidi benden
Hem hayattan geçtim hemi de candan
Derdimi kimlere diyeyim dağlar
Kıymet dağlar dayanmıyor derdine
Uçurdum kuşlarım dönmez yurduna
Esir olmuş karlı dağlar ardına
Derdimi kimlere diyeyim dağlar
Kıymet ÇAĞIN
NEDİR BU GÖNLÜMÜN FERYADI YAVRUM
Hava mı bulutlu ben mi gamlıyım
Nedir bu gönlümün feryadı yavrum
Gün geçtikçe için için kavruldum
Nedir bu gönlümün feryadı yavrum
Ulu bağda bir tomurcuk gül idim
Dikene sarılmış bir bülbül idim
Dostlar arasında tatlı dil idim
Nedir bu gönlümün feryadı yavrum
Yol üstünde saray mısın bağ mısın
Başı bulutlanmış yüce dağ mısın
Bilmem köle misin yoksa bey misin
Nedir bu gönlümün feryadı yavrum
KIYMET ÇAĞIN
SIZLANIR GEZERİM YOKTUR ÇARESİ
Kanser denilen dert çaresiz derttir
Neden yavrum kuzuları bırakıp gittin
Yaktın yavrum bu bağrımı kül ettin
Sızlanır gezerim yoktur çaresi
Karanlık gecede sızlanır kuzum
Yüzüne baktıkça kavrulur özüm
Kanserin çaresi sabırdır kuzum
Sızlanır gezerim yoktur çaresi
Hasretlik üzer iki kuzumu
Bir tek Erenini hem de kızını
Gitsem gizli gizli görsem yüzünü
Sızlanır gezerim yoktur çaresi
Kıymet sabır ile kavuş kuzuna
Felek sitem dolduruyor özüne
Resimlerinde baktım doyasıya yüzüne
Sızlanır gezerim yoktur çaresi
KIYMET ÇAĞIN
DAĞLAR YA MUHAMMET ALİ ÇAĞIRIR
Yağmur damla damla düşer toprağa
Neşe verir güzel donlu yaprağa
Ağaçlar erişir en güzel çağa
Dağlar ya Muhammet Ali çağırır
Güzel kuşlar neşe verir dallara
Gidip dert dökeyim şol ovalara
Mevlanın kederi hep analara
Dağlar ya Muhammet Ali çağırır
Kıymet dert dökmeye dağlara varmış
Ali avazını kuşlara vermiş
O güzel avazı turnada görmüş
Dağlar ya Muhammet Ali çağırır
KIYMET ÇAĞIN
GİZLİ SIRLAR AŞİKARDIR GEL YETİŞ
Ulular ulusu Bektaşi Veli
Evvel onlar kurdu erkanı yolu
İmamlar serveri Şahmerdan Ali
Gizli sırlar aşikardır gel yetiş
Bazen Ali Ali bazen de Veli
Bazen oldun kızıl deli
Sen bilirsin doğru yolu
Gizli sırlar aşikardır gel yetiş
Kıymet imdadını bekler Ali den
Ulular ulusu Bektaş Veli den
Kesmem umudumu kızıl deliden
Gizli sırlar aşikardır gel yetiş
KIYMET ÇAĞIN
BENİM DERT DÖKECEK KİMİM VAR İDİ
Sanki kural imiş bende evlendim
Mutlu olamadım hayat ile eğlendim
Ben derdimi hep kendime söylerdim
Benim dert dökecek kimim var idi
Gençliğimi verdim gitti havaya
Mutluluk verirdim bende yuvaya
Yavru uğruna telef ettim ömrümü
Benim dert dökecek kimim var idi
Ömür büyük varlık takdir etmedim
Bırakıp ta bir tarafa gitmedim
Hiçbir zaman haram lokma yutmadım
Benim dert dökecek kimim var idi
Kıymet kendi elinle sardın kendi yaranı
O ulu mevladan buldun çareni
Daha ondan başka kimin var idi
Benim dert dökecek kimim var idi
KIYMET ÇAĞIN
KIYMET ÇAĞIN
KANLI YAŞ AKITTIN İKİ GÖZÜMDEN
Aslımı sorarsan sevgili dostum
Sultan Aygar dağının Budaközünden
Çorum Sungurlunun Gökçam köyünden
Kanlı yaş akıttın iki gözümden
Felek derdi sıralamış sineme
Gizli gizli ben yanarım kime ne
Nesini aldım şu kınayan ellerin
Kanlı yaş dökerim iki gözümden
Kıymet gözlerine ne idi kastın
Şu yalan dünyada kalmadı dostun
Bir gün kar toprak örterse üstün
Kanlı yaş dökerim iki gözümden
DAĞLAR
Enginli yüceli sıralı dağlar
Benim gibi bağrı yaralı, yaralı dağlar
Azgın çılgın yağmış güzel bağrına
O da benim gibi yaralı, yaralı dağlar
O yavru geyikler güzel ceylanlar
Sürmeli maralın nereli nereli dağlar
Karlar yağmış duman çökmüş başına
Yol vermiyor kekliğine kuşuna
Neden bağrın yaralı yaralı dağlar
Kıymet dağlar ile sohbete dalmış
Yüce dağ başında esen yel olmuş
Ömür bitmiş harcanacak ne kalmış
Söyle bana aslın nereli dağlar
KIYMET ÇAĞIN
Kıymet Çağın Şiirleri
BİR
NEFES ALACAK GÜCÜM KALMADI
Nedir bu
dünyanın kederi gamı
Boynumu
büktü zindan etti her yeri
Kendi
ellerimle sardım yaramı
Bir nefes
alacak gücüm kalmadı
Bozuldu
düzenim dağıldı bendim
Artık düzen
tutmaz bedenim fendim
Bu hayattan
bende bıktım usandım
Bir nefes
alacak gücüm kalmadı
Gönül aşka
düşer yanar kavrulur
Rüzgar olur
semalarda savrulur
Ayrı kalır
yavrusundan ayrılır
Bir nefes
alacak gücüm kalmadı
Yeter
Kıymetim bırak kederi gamı
Gönül hasret
çeker yavru hederi
Hakkın emri
bilmez misin kaderi
Bir nefes
alacak gücüm kalmadı..
Kıymet ÇAĞIN
Gön : Murat
ÇAĞIN
FELEĞE
İSYAN
Yedi yol
üstüne bir fidan diktim
Felek sille
vurdu boynumu büktüm
Çürüdü
bedenim artık ben çöktüm
Bıraksan
yakamı ne olur felek,
Yine sana
kahırlandım yazarım
Sanki sitem
denizinde yüzerim
Düşünür
derdimi kendim çözerim
Gülmeme razı
olmadın felek,
Deniz
dalgasını kenara vurur
Dertlerim
gizlidir içimde durur
Düşünürüm
yine gönlüm yorulur
Bıraksan
yakamı ne olur felek
Yazar oldum
yazar oldum
Ben
kendimden bezer oldum
Hep ağladım
nerde güldüm
Gülmeme razı
olmadın felek,
Bu dünyada
benim ile yarıştın
Kıskandın da
her işime karıştın
Sen beni
üzmeye kötü alıştın
Bıkarsan
yakamı ne olur felek..
Kıymet ÇAĞIN
Gön: Murat
ÇAĞIN
SILANA DÖN BENİM KUŞUM
SILANA
Gitme gitme
yavrum gönlüm üzülür
Lokmalarım
boğazıma dizilir
Gurbetin
kuşu yavrumu almış süzülür
Sılana dön
benim kuşum sılana,
Gurbetin
kuşları havalı uçar
Konar soğuk
suya tüyünü saçar
Adam
sılasından böylemi geçer
Sılana dön
benim kuşum sılana
Kıymet
kuşlarını uçurmuş elden
Hakkın
kelamını bırakmaz dilden
Yavrumun
lezzeti tatlıdır baldan
Onun için
sana doyamam kuzum..
Kıymet ÇAĞIN
Gön: Murat
ÇAĞIN
DERDİMİ KİMLERE DİYEYİM
DAĞLAR
Dağlar
kaftan giymiş beyaz karınan
Devran
süremedim bende yarınan
Ömrümü
geçirdim ahu zarınan
Derdimi
kimlere diyeyim dağlar,
Gündüzüm
karanlık gecemse zından
Felek
alacağın neyidi benden
Hem hayattan
geçtim hemi de candan
Derdimi
kimlere diyeyim dağlar,
Kıymet
dağlar dayanmıyor derdine
Uçurdum
kuşlarım dönmez yurduna
Esir olmuş
karlı dağlar ardına
Derdimi
kimlere diyeyim dağlar...
Kıymet ÇAĞIN
Gön : Murat
ÇAĞIN
YAVRU MİSAFİRİ
Seher vakti
dert dökerim kaleme
Gönül hasret
çeker kuru selama
Sevinirim
yavrulardan gelene
Yavru
misafiri ömür tazeler,
Karanlık
geceler hüzünlü günler
Hasret çeken
gönül her an iniler
Düşünürüm
yaralarım sızılar
Yavru
misafiri ömür tazeler,
Kıymet boyun
bükme kedere gama
Sabırlı ol
şükür dile her an'a
Yavru
emanettir mevladan sana
Yavru
misafiri ömür tazeler....
Kıymet ÇAĞIN
Gön: Murat ÇAĞIN
YA MUHAMMED MUSTAFA
Kısmet oldu
Medine ye uğradım
O toprağa
yüz sürmekti muradım
Derdime
dermanı onda arardım
Derman sende
Ya Muhammed Mustafa
Sen elçisin
hakkı tarif edersin
Kur'anı
kalbinde hatim edersin
Burakla
semada yola gidersin
Derman sende
Ya Muhammed Mustafa
O sema da ne
kapılar açıldı
Üzerine
miski kamber saçıldı
Huri
kızlarına hülle biçildi
Şimşek
hızıyla hakka geçildi
Derman sende
Ya Muhammed Mustafa..
Kıymet ÇAĞIN
Gön: Murat
ÇAĞIN
ALİYEL MURTAZA
Fıratı
geçmeden uğradı dosta
Kırklar meydanında
oturdu posta
Kur'anı
hatimde birinci usta
Aliyel
Murtaza Ali değil mi?
Kerbelayı
Düldül ile gezerdi
Kalbi kan
ağlardı şahsı güzeldi
Daima
arzuhalini hakka yazardı
Aliyel
Murtaza Ali değil mi?
Nazlım
Hüseyin inim inim inledi
O mahsun
topraklar onu dinledi
Şükredip
Allahtan sabır dilerdi
Aliyel
Murtaza Ali değil mi?
Kıymet ÇAĞIN
Gön: Murat
ÇAĞIN
|
|
|
TANERİME
Ne biçim konuşma ne biçim eda
Sen tatlı meyvesin doymam o tada
O meyve hatıra ol Muhammede
Tadına doyulmaz meyvedir torun
Allahın nazarı üstünde olsun
Saygı seninle daima kalsın
Şenay gelinime teşekkür olsun
Doyumsuz meyveye doyurdu beni
Bu tatlı meyveye nazar kılınmaz
Hak vermezse hiçbir yerde bulunmaz
Kimde ne var yerde ne var bilinmez
O tatlı meyveye kurban olurum
Karışsın sıraya küçük apinnim
Ulu mevlam esirgesin hepinnim
Bağladım kuzuma gönül tapumu
O tatlı meyveye kurban olurum
KIYMET ÇAĞIN
GÜLLE BÜLBÜLÜN AŞKI
Sabah serin eser seherin yeli
Dokunup incitmez o gonca gülü
Ne kadar firgatlı bülbülün dili
Zar edip okşuyor o nazik gülü
Gül bülbüle aşık bülbül de güle
Bülbül firgatlanmış zara mı düşmüş
Bir sevgi uğruna zora mı düşmüş
Neden mahzun kalmış yolumu şaşmış
Gül bülbüle aşık bülbül de güle
Kıymet bülbülleri dile getirmiş
Bülbül de zarınan ömür bitirmiş
Dünya varlığını hiç kim götürmüş
Gül bülbüle hasret bülbül de güle
KIYMET ÇAĞIN
SİNEM YARALANDI BU GÜN
ÖTMEYİN
Her sabah her akşam ötüşen kuşlar
Sinem yaralandı bu gün ötmeyin
Tolu gibi düştü bağrıma taşlar
Sinem yaralandı bu gün ötmeyin
O yavru kuşlarım uçup gittiler
Zalim gurbet eli mesken tuttular
Baykuşu yuvaya bekçi ettiler
Sinem yaralandı bu gün ötmeyin
Kıymet kuşlarınan pazar mı tutmuş
Yavrular sılayı nasıl unutmuş
Ne dertler yaşamış ne gamlar yutmuş
Sinem yaralandı bu gün ötmeyin
ÖZGÜR ve GÖRKEMİME
Yavrumun yavrusu da gönlümün gülü
Onlara da göründü ayrılık yolu
Dolandır boynuma o kulaç kolu
Haydi güle güle gidesin kuzum
Benim bedenimde var iki gözüm
Birisi civanım birisi özüm
Haydi güle güle gidesin kuzum
Allaha emanet olasın kuzum
Gittiğiniz yer karlı karlı dağ olsun
Durduğunuz yer mor sümbüllü bağ
olsun
Dilerim Allahtan canın sağ olsun
Haydi güle güle gidesin
KIYMET ÇAĞIN
SILANA DÖN BENİM KUŞUM
SILANA
Gitme gitme yavrum gönlüm üzülür
Lokmalarım boğazıma düzülür
Gurbet kuşu yavrumu almış süzülür
Sılana dön benim kuşum sılana
Gurbetin kuşları havalı uçar
Konar soğuk suya tüyünü saçar
Adam sılasından böylemi geçer
Sılana dön benim kuşum sılana
Kıymet kuşlarını uçurmuş elden
Hakkın kelamını bırakmaz dilden
Yavrunun lezzeti tatlıdır baldan
Onun için sana doyamam kuzum
KIYMET ÇAĞIN
YA MUHAMMED MUSTAFA
Kısmet oldu Medine ye uğradım
O toprağa yüz sürmekti muradım
Derdime dermanı onda aradım
Derman sende Ya Muhammed Mustafa
Sen elçisin hakkı tarif edersin
Kur’anı kalbinde hatim edersin
Burakla semada yola gidersin
Derman sende Ya Muhammed Mustafa
O sema da ne kapılar açıldı
Üzerine miski kamber saçıldı
Huri kızlarına hülle biçildi
Şimşek hızıyla hakka geçildi
Derman sende Ya Muhammed Mustafa
YOL VERMİYOR BEN YAVRUMA KAVUŞAM
Aşka geldim hazin hazin ağlarım
Viran oldu gazel döktü bağlarım
Hiç vicdanı yok mu zalim dağların
Yol vermiyor ben yavruma kavuşam
Dağlar sıra sıra engel kurmuşlar
Oturmuşlar bir menzile varmışlar
Yavru acısını kime sormuşlar
Yol vermiyor ben yavruma kavuşam
Gamla hüzün birbirine ulanır
Gönül abdal olmuş gezer dolanır
Efkar bastı yine gözler sulanır
Yol vermiyor ben yavruma kavuşam
Kıymetim nedir bu kederin gamın
Izdırap çekiyor hep tatlı canın
Kilitlenir kapısı hamamın hanın
Yol vermiyor ben yavruma kavuşam
KIYMET ÇAĞIN
KÜSME GÖNÜL BAHARINA YAZINA
Barışmadım baharınınan yazınan
Eyledim gönlümü kırık sazınan
Yavru yetiştirdim binbir nazınan
Onlar da gurbeti mesken eylemiş
Gurbet dolam dolam yolları uzun
Kırılmış telleri ötmüyor sazım
Gönül arzu ediyor göremem kuzum
Onlar da gurbeti mesken eylemiş
Sabret Kıymetim kahırlanma kuzuna
Hakkın şükrünü doldur özüne
Kısmet olur kavuşursun kuzuna
Küsme gönül baharına yazına
KIYMET ÇAĞIN
YAVRU HASRETİYLE YANIYOR SİNEM
Sıla burcu burcu sızılar yaram
Candan yarenim yok ben kime varam
Kendi ellerimle yaramı saram
Yavru hasretiyle yanıyor sinem
Gurbet zalim engelliyor yolumu
Feleğin kemendi bağlar kolumu
Kural koymuş ayrılığınan ölümü
Yavru hasretiyle yanıyor sinem
Gamlı gönül her dem ummana dalar
Ciğer alev almış derinden yanar
Bir baykuş dolanır virane konar
Yavru hasretiyle yanıyor sinem
Kıymetim neden böyle yanıyor özün
Şu yalan dünya da gülmüyor yüzün
Hem yari yitirmişsin hemi de kızın
Yavru hasretiyle yanıyor sinem
DOYUMSUZ AÇ GÖZLÜ GURBET
Bana diyorlar ki gurbetlik zalim
Hep orada açtı gonca ve gülüm
Benim yaşamaya yok mu emelim
Ne kadar doyumsuz aç gözlü gurbet
Gurbet bilmeyene tatlı bir oktur
Yuvalar yıkılır çaresi yoktur
Bilmem kötü kader bilmem ki bahttır
Ne kadar doyumsuz aç gözlü gurbet
Bazısına zehir olur içilmez
Bazısına baldan tatlı geçilmez
Yavruya hiçbir zaman kıymet biçilmez
Ne kadar doyumsuz aç gözlü gurbet
KIYMET ÇAĞIN
GÜLSEM EĞLENSEM
Gönül bir at olsa binsem dolansam
Bırakıp kederi gülsem eğlensem
Dert ortağım yok ki gidip söylensem
Sabırdır selamet gülsem eğlensem
Uçak olup gökyüzüne savrulsam
Gemi olup denizleri boylasam
Bitki çiçeklerle gönül eğlesem
Sabırdır selamet gülsem eğlensem
Bitki çiçekleri elimde dersem
Onu incitmeden sineme sarsam
Kavuşur da şahı hürdam olursam
Sabırdır selamet gülsem eğlensem
Kıymetim çiçeğini kendin demetle
Menzile erersin sabırla bekle
Ne hayaller kurdun büyük ümitle
Sabırdır selamet gülsem eğlensem
KIYMET ÇAĞIN
AHMEDİME
Açmış pencereyi poyraza karşı
Girdim hanesine zannettim çarşı
Gülerim oynarım yad ele karşı
Aç gör beni şu sinemde neler var
Neşe vermez bizim elin yazları
Göle gelmez ördekleri kazları
Gurbet kuşu etmiş oğul kızları
Aç gör beni şu sinemde neler var
Bazen hüzünlenir bazen gamlanır
Hakka şükreder hemen canlanır
Bir kuş olur yavrulara yollanır
Aç gör beni şu sinemde neler var
Yavru bu gönlümün büyük neşesi
Aile sofrasının kadeh şişesi
Ailenin büyüğü gönül neşesi
Aç gör beni şu sinemde neler var
Lafı sözü belli kemali ağır
Yavru hasretiyle yanıyor bağır
Seher vakti kalkıp Allaha yalvarır
Aç gör beni şu sinemde neler var
Hüzün verme gurbetteki kuzuna
Razı ol haktan gelen yazına
Kıymetim huzur dile oğul kızına
Aç gör beni şu sinemde neler var
YAVRUM YAVRUM
Yavrum yavrum sesini alırım uzun
tellerden
Kokunu alırım esen yellerden
Rengini alırım açan güllerden
Yavrum yavrum yavrum Harunum
Yavrum yavrum derim gelirim aşka
Yavrum yavrum yavrum Harunum
Yavrunun lezzeti tadı bambaşka
Yavrum yavrum yavrum Harunum
KIYMET ÇAĞIN
HASRET ve ÖZLEM
Bulut sohbet kurmuş Ağrı Dağı’na
Gine efkar doldu gönül bağıma
Bir mektup yazayım dert ortağıma
Ömrümün baharı solmadan gelsin
Başı karlı etekleri yazlanır
Beyaz taşta mor koyunlar tuzlanır
Hasretim gurbet yolu gözlenir
Canım bu cesetten geçmeden gelsin
Yavru hasretiyim yanar tüterim
Baykuş muyum hep viranda öterim
Deli değil mecnunlardan beterim
Söylen yavrulara gelsin ha gelsin
Kıymet efkârlanmış dertli yazıyor
Felek cellat olmuş bağlar bozuyor
Ben burdayım gönül gurbet geziyor
Söylen yavrulara gelsin ha gelsin
KIYMET ÇAĞIN
BENİM DE YUVAYA İHTİYACIM
VAR
Neden neden benim bağrım böyle
yanıyor
Beni böyle gören deli sanıyor
Kuşlar bile yuvasına konuyor
Benim de yuvaya ihtiyacım var
Bülbül gül dalında zar’ı figanda
Döner gelir yuvasına mutludur orda
Büyük hevesler var güzel civanda
Benim de yuvaya ihtiyacım var
Kıymetim yuva kurmak senin muradın
Seher vakti Allahıma yalvardım
Yaradanım verir alemin muradın
Benim de yuvaya ihtiyacım var
KIYMET ÇAĞIN
KİME NE SÖYLİYEM KİME NE
DİYEM
Dertler beni adım adım
izlemiş
Tuzak kurup yollarımı
gözlemiş
Dünya kederleri bana
gizlemiş
Kime ne söyliyem kime ne
diyem
Anadan öksüzüm babadan
yetim
Kırıldı kanadım elimden
tutun
Yaşamadan bitip gitti
hayatım
Kime ne söyliyem kime ne
diyem
Sohbet kurdum kederinen
gamınan
Mücadele ettim tatlı
canınan
Mecnun misaliyem boş bir
hanınan
Kime ne söyliyem kime ne
diyem
Mahzun Kıymetim gülmüyor
yüzüm
Yine hüzünlenmiş akıyor
gözüm
Ayrı ayrı düşmüş oğlumla
kızım
Kime ne söyliyem kime ne
diyem
KIYMET ÇAĞIN
İMAM HÜSEYİN
Cenabi Hakkın elçisi Muhammed Mustafanın
Sevgili öksüzleri Alinin can pareleri
Kerbelanın unutulmaz yarası
Ehlibeytin can paresi İmam Hüseyin
Şehribanın içine düştü bir sancı
Hüseyinin ateşi zehirden acı
Süvariye koştu Şehriban bacı
Ehlibeytin can paresi İmam Hüseyin
Kerbela da Hüseyi’nin kervanı
Benzi soluk kalmamıştı dermanı
Nefsi kudurtmuştu zalim mevranı
Ehlibeytin can paresi İmam Hüseyin
Kıymet ÇAĞIN
NEDİR BU GÖNLÜMÜN FERYADI YAVRUM
Hava mı bulutlu ben mi gamlıyım
Nedir bu gönlümün feryadı yavrum
Gün geçtikçe için için kavruldum
Nedir bu gönlümün feryadı yavrum
Ulu bağda bir tomurcuk gül idim
Dikene sarılmış bir bülbül idim
Dostlar arasında tatlı dil idim
Nedir bu gönlümün feryadı yavrum
Yol üstünde saray mısın bağ mısın
Başı bulutlanmış yüce dağ mısın
Bilmem köle misin yoksa bey misin
Nedir bu gönlümün feryadı yavrum
KIYMET ÇAĞIN
SIZLANIR GEZERİM YOKTUR ÇARESİ
Kanser denilen dert çaresiz derttir
Neden yavrum kuzuları bırakıp gittin
Yaktın yavrum bu bağrımı kül ettin
Sızlanır gezerim yoktur çaresi
Karanlık gecede sızlanır kuzum
Yüzüne baktıkça kavrulur özüm
Kanserin çaresi sabırdır kuzum
Sızlanır gezerim yoktur çaresi
Hasretlik üzer iki kuzumu
Bir tek Erenini hem de kızını
Gitsem gizli gizli görsem yüzünü
Sızlanır gezerim yoktur çaresi
Kıymet sabır ile kavuş kuzuna
Felek sitem dolduruyor özüne
Resimlerinde baktım doyasıya yüzüne
Sızlanır gezerim yoktur çaresi
KIYMET ÇAĞIN
KARDEŞ TUTSUN SAL’IMDAN
Bir gün bu dünya ya veda ederim
Arzum o kardeşi görmekti benim
Hep çileli geçti bütün günlerim
Kaldırmayın kardeş tutsun sal’ımdan
Gizli gizli içimize ağladık
Kardeş olduğumuzu çok geç anladık
Uzun telden hep dertleştik ağladık
Kaldırmayın kardeş tutsun sal’ımdan
Kıymet dertlerini kaleme dökmüş
Şükredip feleğe boynunu bükmüş
Sonsuz çileleri sabırla çekmiş
Kaldırmayın kardeş tutsun sal’ımdan
KIYMET ÇAĞIN
HEP GELDİ GEÇTİ
Hiç gülme yüzüme yalancı yavrum
Size aldandığım çağ geldi geçti
Bitti her fırsatta kurduğum hülya
Her dala konduğum çağ geldi geçti
Tatlı dile güler yüze aldandım
Hep ahu zar’ınan gün geldi geçti
Her bahar imrenirim ellere
Hevesim göğsümde hep geldi geçti
Kıymet cahil ile pazara durma
Ok atıp sinenin başından vurma
Şu tatlı canına ızdırap verme
Ne günler yaşadın hep geldi geçti
KIYMET ÇAĞIN
YOLA REVAN OLDUM DOSTLAR ELVEDA
Karanlık geceler hüzünlü günler
Yorulmuş ızdırap çeker bedenler
Sinemde yaramı bilmiyor eller
Yola revan oldum dostlar elveda
Bitiyor dermanım tutmaz dizlerim
Umutsuz yolları bekler gözlerim
El oldum kimseye geçmez sözlerim
Yola revan oldum dostlar elveda
Kıymet emeklerin gidiyor boşa
Ne kavime güven ne de kardeşe
Elin canileri geçiyor başa
Yola revan oldum dostlar elveda
KIYMET ÇAĞIN
DAĞLAR YA MUHAMMET ALİ ÇAĞIRIR
Yağmur damla damla düşer toprağa
Neşe verir güzel donlu yaprağa
Ağaçlar erişir en güzel çağa
Dağlar ya Muhammet Ali çağırır
Güzel kuşlar neşe verir dallara
Gidip dert dökeyim şol ovalara
Mevlanın kederi hep analara
Dağlar ya Muhammet Ali çağırır
Kıymet dert dökmeye dağlara varmış
Ali avazını kuşlara vermiş
O güzel avazı turnada görmüş
Dağlar ya Muhammet Ali çağırır
KIYMET ÇAĞIN
KARDEŞ TUTSUN SAL’IMDAN
Bir gün bu dünya ya veda ederim
Arzum o kardeşi görmekti benim
Hep çileli geçti bütün günlerim
Kaldırmayın kardeş tutsun sal’ımdan
Gizli gizli içimize ağladık
Kardeş olduğumuzu çok geç anladık
Uzun telden hep dertleştik ağladık
Kaldırmayın kardeş tutsun sal’ımdan
Kıymet dertlerini kaleme dökmüş
Şükredip feleğe boynunu bükmüş
Sonsuz çileleri sabırla çekmiş
Kaldırmayın kardeş tutsun sal’ımdan
KIYMET ÇAĞIN
HEP GELDİ GEÇTİ
Hiç gülme yüzüme yalancı yavrum
Size aldandığım çağ geldi geçti
Bitti her fırsatta kurduğum hülya
Her dala konduğum çağ geldi geçti
Tatlı dile güler yüze aldandım
Hep ahu zar’ınan gün geldi geçti
Her bahar imrenirim ellere
Hevesim göğsümde hep geldi geçti
Kıymet cahil ile pazara durma
Ok atıp sinenin başından vurma
Şu tatlı canına ızdırap verme
Ne günler yaşadın hep geldi geçti
KIYMET ÇAĞIN
YOLA REVAN OLDUM DOSTLAR ELVEDA
Karanlık geceler hüzünlü günler
Yorulmuş ızdırap çeker bedenler
Sinemde yaramı bilmiyor eller
Yola revan oldum dostlar elveda
Bitiyor dermanım tutmaz dizlerim
Umutsuz yolları bekler gözlerim
El oldum kimseye geçmez sözlerim
Yola revan oldum dostlar elveda
Kıymet emeklerin gidiyor boşa
Ne kavime güven ne de kardeşe
Elin canileri geçiyor başa
Yola revan oldum dostlar elveda
KIYMET ÇAĞIN
DAĞLAR YA MUHAMMET ALİ ÇAĞIRIR
Yağmur damla damla düşer toprağa
Neşe verir güzel donlu yaprağa
Ağaçlar erişir en güzel çağa
Dağlar ya Muhammet Ali çağırır
Güzel kuşlar neşe verir dallara
Gidip dert dökeyim şol ovalara
Mevlanın kederi hep analara
Dağlar ya Muhammet Ali çağırır
Kıymet dert dökmeye dağlara varmış
Ali avazını kuşlara vermiş
O güzel avazı turnada görmüş
Dağlar ya Muhammet Ali çağırır
KIYMET ÇAĞIN
GİZLİ SIRLAR AŞİKARDIR GEL YETİŞ
Ulular ulusu Bektaşi Veli
Evvel onlar kurdu erkanı yolu
İmamlar serveri Şahmerdan Ali
Gizli sırlar aşikardır gel yetiş
Bazen Ali Ali bazen de Veli
Bazen oldun kızıl deli
Sen bilirsin doğru yolu
Gizli sırlar aşikardır gel yetiş
Kıymet imdadını bekler Ali den
Ulular ulusu Bektaş Veli den
Kesmem umudumu kızıl deliden
Gizli sırlar aşikardır gel yetiş
KIYMET ÇAĞIN
BENİM DERT DÖKECEK KİMİM VAR İDİ
Sanki kural imiş bende evlendim
Mutlu olamadım hayat ile eğlendim
Ben derdimi hep kendime söylerdim
Benim dert dökecek kimim var idi
Gençliğimi verdim gitti havaya
Mutluluk verirdim bende yuvaya
Yavru uğruna telef ettim ömrümü
Benim dert dökecek kimim var idi
Ömür büyük varlık takdir etmedim
Bırakıp ta bir tarafa gitmedim
Hiçbir zaman haram lokma yutmadım
Benim dert dökecek kimim var idi
Kıymet kendi elinle sardın kendi yaranı
O ulu mevladan buldun çareni
Daha ondan başka kimin var idi
Benim dert dökecek kimim var idi
KIYMET ÇAĞIN
DAĞLAR
Enginli yüceli sıralı dağlar
Benim gibi bağrı yaralı, yaralı dağlar
Azgın çılgın yağmış güzel bağrına
O da benim gibi yaralı, yaralı dağlar
O yavru geyikler güzel ceylanlar
Sürmeli maralın nereli nereli dağlar
Karlar yağmış duman çökmüş başına
Yol vermiyor kekliğine kuşuna
Neden bağrın yaralı yaralı dağlar
Kıymet dağlar ile sohbete dalmış
Yüce dağ başında esen yel olmuş
Ömür bitmiş harcanacak ne kalmış
Söyle bana aslın nereli dağlar
KIYMET ÇAĞIN
KANLI YAŞ AKITTIN İKİ GÖZÜMDEN
Aslımı sorarsan sevgili dostum
Sultan Aygar dağının Budaközünden
Çorum Sungurlunun Gökçam köyünden
Kanlı yaş akıttın iki gözümden
Felek derdi sıralamış sineme
Gizli gizli ben yanarım kime ne
Nesini aldım şu kınayan ellerin
Kanlı yaş dökerim iki gözümden
Kıymet gözlerine ne idi kastın
Şu yalan dünyada kalmadı dostun
Bir gün kara toprak örterse üstün
Kanlı yaş dökerim iki gözümden
KIYMET ÇAĞIN
ŞÜKREDİP AĞLAMAK BANA MI DÜŞTÜ
Bitmez keder ile doğdum anamdan
Ben de usandım çare bulmaz yaramdan
Dağlar bile zorlanıyor zarımdan
Şükredip ağlamak bana mı düştü
Herkes gülüp eğleniyor dünyada
Bu dert hatıradır mevlamdan bana
Ne anana kahret ne de babana
Şükredip ağlamak bana mı düştü
Ben ağlarım bu perişan halime
Sözüm geçmez felek gibi zalime
Baykuş kondu o tomurcuk gülüme
Şükredip ağlamak bana mı düştü
KIYMET ÇAĞIN
TURNALAR
Turnam nerden kalktın alemin mi var
Elinde divitin kalemin mi var
Konuş dillerine kurban olurum
Bana yavrularımdan selamın mı var
Turnanın kanadı evvelden eğri
Bozuktur aşnası ciğerim dağlı
Döndürmüş yönünü bozoka doğru
Bir katar da doğru gidin turnalar
Bir selam göndersem götürür müsün
Selamım yerine yatırır mısın
Unutup yollarda yitirir misin
Söyle dillerine kurban olurum
KIYMET ÇAĞIN
BU KADAR YÜKLEDİM YETMEZ Mİ FELEK
Felek bir tor ata binmiş dolaşır
İstediği yere hemen ulaşır
Bu kadar sitemi beden mi taşır
Bu kadar yükledim yetmez mi felek
Felek sitemini bal diye yuttum
Bu dünya da yaşamayı unuttum
Beni üzmek için nöbet mi tuttun
Bu kadar yükledim yetmez mi felek
Felek seni üzdümse özür dilerim
Eğer gül diyorsan ben de gülerim
Derdin neyse söyle bende bileyim
Bu kadar yükledim yetmez mi felek
Bunu karaladım Garip kardeşe
Yaktın bu bağrımı döndürdün taşa
Bir sille vurdun ki aslan kardeşe
Bu kadar yükledim yetmez mi felek
KIYMET ÇAĞIN
TURNALAR
Turnam nerden kalktın alemin mi var
Elinde divitin kalemin mi var
Konuş dillerine kurban olurum
Bana yavrularımdan selamın mı var
Turnanın kanadı evvelden eğri
Bozuktur aşnası ciğerim dağlı
Döndürmüş yönünü bozoka doğru
Bir katar da doğru gidin turnalar
Bir selam göndersem götürür müsün
Selamım yerine yatırır mısın
Unutup yollarda yitirir misin
Söyle dillerine kurban olurum
KIYMET ÇAĞIN
BU KADAR YÜKLEDİM YETMEZ Mİ FELEK
Felek bir tor ata binmiş dolaşır
İstediği yere hemen ulaşır
Bu kadar sitemi beden mi taşır
Bu kadar yükledim yetmez mi felek
Felek sitemini bal diye yuttum
Bu dünya da yaşamayı unuttum
Beni üzmek için nöbet mi tuttun
Bu kadar yükledim yetmez mi felek
Felek seni üzdümse özür dilerim
Eğer gül diyorsan ben de gülerim
Derdin neyse söyle bende bileyim
Bu kadar yükledim yetmez mi felek
Bunu karaladım Garip kardeşe
Yaktın bu bağrımı döndürdün taşa
Bir sille vurdun ki aslan kardeşe
Bu kadar yükledim yetmez mi felek
KIYMET ÇAĞIN
FELEĞE İSYAN
Yedi yol üstüne bir fidan diktim
Felek sille vurdu boynumu büktüm
Çürüdü bedenim artık ben çöktüm
Bıraksan yakamı ne olur felek
Yine sana kahırlandım yazarım
Sanki sitem denizinde yüzerim
Düşünür derdimi kendim çözerim
Gülmeme razı olmadın felek
Deniz dalgasını kenara vurur
Dertlerim gizlidir içimde durur
Düşünürüm yine gönlüm yorulur
Bıraksan yakamı ne olur felek
Yazar oldum yazar oldum
Ben kendimden bezer oldum
Hep ağladım nerde güldüm
Gülmeme razı olmadın felek
Bu dünyada benim ile yarıştın
Kıskandın da her işime karıştın
Sen beni üzmeye kötü alıştın
Bıraksan yakamı ne olur felek
Kıymet ÇAĞIN
YAVRU MİSAFİRİ
Seher vakti dert dökerim kaleme
Gönül hasret çeker kuru selama
Sevinirim yavrulardan gelene
Yavru misafiri ömür tazeler
Karanlık geceler hüzünlü günler
Hasret çeken gönül her an iniler
Düşünürüm yaralarım yeniler
Yavru misafiri ömür tazeler
Kıymet boyun bükme kedere gama
Sabırlı ol şükür dile her an’a
Yavru emanettir mevladan sana
Yavru misafiri ömür tazeler
Kıymet ÇAĞIN
YAVRU MISAFIRI
Seher vakti dert dökerim kaleme
Gönül hasret çeker kuru selama
Sevinirim yavrulardan gelene
Yavru misafiri ömür tazeler
Karanlık geceler hüzünlü günler
Hasret çeken gönül her an iniler
Düşünürüm yaralarım yeniler
Yavru misafiri ömür tazeler
Kıymet boyun bükme kedere gama
Sabırlı ol şükür dile her an’a
Yavru emanettir mevladan sana
Yavru misafiri ömür tazeler
Kıymet ÇAĞIN
YANARIM GELİP GEÇEN GÜNLERE
Mezarımı koyun boş bir alana
Uğrattılar genç ömrümü talana
Geldi geçti günler döndü yalana
Ben yanarım gelip geçen günlere
Bu ömrümü sitem ile bitirdim
Yoruldum da bir kenarda oturdum
Yalan dünya beni benden götürdün
Ben yanarım gelip geçen günlere
Kıymet hep kalbinde hüzün taş imiş
Sitem ocağında pişen aş imiş
Benden uzak değil hep kardeş imiş
Ben yanarım gelip geçen günlere
Kıymet ÇAĞIn
ALİYEL MURTAZA
Fıratı geçmeden uğradı dosta
Kırklar meydanında oturdu posta
Kur-anı hatimde birinci usta
Aliyel Murtaza Ali değil mi?
Kerbelayı Düldül ile gezerdi
Kalbi kan ağlardı şahsı güzeldi
Daima arzuhalini hakka yazardı
Aliyel Murtaza Ali değil mi?
Nazlım Hüseyin inim inim inledi
O mahsun topraklar onu dinledi
Şükr edip Allahtan sabır dilerdi
Aliyel Murtaza Ali değil mi?
Kıymet ÇAĞIN
İMAM HÜSEYİN
Cenabi Hakkın elçisi Muhammed Mustafanın
Sevgili öksüzleri Alinin can pareleri
Kerbelanın unutulmaz yarası
Ehlibeytin can paresi İmam Hüseyin
Şehribanın içine düştü bir sancı
Hüseyinin ateşi zehirden acı
Süvariye koştu Şehriban bacı
Ehlibeytin can paresi İmam Hüseyin
Kerbela da Hüseyi’nin kervanı
Benzi soluk kalmamıştı dermanı
Nefsi kudurtmuştu zalim mevranı
Ehlibeytin can paresi İmam Hüseyin
Kıymet ÇAĞIN
DERDİMİ KİMLERE DİYEYİM DAĞLAR
Dağlar kaftan giymiş beyaz karınan
Devran süremedim bende yarınan
Ömrümü geçirdim ahu zarınan
Derdimi kimlere diyeyim dağlar
Gündüzüm karanlık gecemse zından
Felek alacağın neyidi benden
Hem hayattan geçtim hemi de candan
Derdimi kimlere diyeyim dağlar
Kıymet dağlar dayanmıyor derdine
Uçurdum kuşlarım dönmez yurduna
Esir olmuş karlı dağlar ardına
Derdimi kimlere diyeyim dağlar
Kıymet ÇAĞIN
NEDİR BU GÖNLÜMÜN FERYADI YAVRUM
Hava mı bulutlu ben mi gamlıyım
Nedir bu gönlümün feryadı yavrum
Gün geçtikçe için için kavruldum
Nedir bu gönlümün feryadı yavrum
Ulu bağda bir tomurcuk gül idim
Dikene sarılmış bir bülbül idim
Dostlar arasında tatlı dil idim
Nedir bu gönlümün feryadı yavrum
Yol üstünde saray mısın bağ mısın
Başı bulutlanmış yüce dağ mısın
Bilmem köle misin yoksa bey misin
Nedir bu gönlümün feryadı yavrum
KIYMET ÇAĞIN
SIZLANIR GEZERİM YOKTUR ÇARESİ
Kanser denilen dert çaresiz derttir
Neden yavrum kuzuları bırakıp gittin
Yaktın yavrum bu bağrımı kül ettin
Sızlanır gezerim yoktur çaresi
Karanlık gecede sızlanır kuzum
Yüzüne baktıkça kavrulur özüm
Kanserin çaresi sabırdır kuzum
Sızlanır gezerim yoktur çaresi
Hasretlik üzer iki kuzumu
Bir tek Erenini hem de kızını
Gitsem gizli gizli görsem yüzünü
Sızlanır gezerim yoktur çaresi
Kıymet sabır ile kavuş kuzuna
Felek sitem dolduruyor özüne
Resimlerinde baktım doyasıya yüzüne
Sızlanır gezerim yoktur çaresi
KIYMET ÇAĞIN
DAĞLAR YA MUHAMMET ALİ ÇAĞIRIR
Yağmur damla damla düşer toprağa
Neşe verir güzel donlu yaprağa
Ağaçlar erişir en güzel çağa
Dağlar ya Muhammet Ali çağırır
Güzel kuşlar neşe verir dallara
Gidip dert dökeyim şol ovalara
Mevlanın kederi hep analara
Dağlar ya Muhammet Ali çağırır
Kıymet dert dökmeye dağlara varmış
Ali avazını kuşlara vermiş
O güzel avazı turnada görmüş
Dağlar ya Muhammet Ali çağırır
KIYMET ÇAĞIN
GİZLİ SIRLAR AŞİKARDIR GEL YETİŞ
Ulular ulusu Bektaşi Veli
Evvel onlar kurdu erkanı yolu
İmamlar serveri Şahmerdan Ali
Gizli sırlar aşikardır gel yetiş
Bazen Ali Ali bazen de Veli
Bazen oldun kızıl deli
Sen bilirsin doğru yolu
Gizli sırlar aşikardır gel yetiş
Kıymet imdadını bekler Ali den
Ulular ulusu Bektaş Veli den
Kesmem umudumu kızıl deliden
Gizli sırlar aşikardır gel yetiş
KIYMET ÇAĞIN
BENİM DERT DÖKECEK KİMİM VAR İDİ
Sanki kural imiş bende evlendim
Mutlu olamadım hayat ile eğlendim
Ben derdimi hep kendime söylerdim
Benim dert dökecek kimim var idi
Gençliğimi verdim gitti havaya
Mutluluk verirdim bende yuvaya
Yavru uğruna telef ettim ömrümü
Benim dert dökecek kimim var idi
Ömür büyük varlık takdir etmedim
Bırakıp ta bir tarafa gitmedim
Hiçbir zaman haram lokma yutmadım
Benim dert dökecek kimim var idi
Kıymet kendi elinle sardın kendi yaranı
O ulu mevladan buldun çareni
Daha ondan başka kimin var idi
Benim dert dökecek kimim var idi
KIYMET ÇAĞIN
KIYMET ÇAĞIN
KANLI YAŞ AKITTIN İKİ GÖZÜMDEN
Aslımı sorarsan sevgili dostum
Sultan Aygar dağının Budaközünden
Çorum Sungurlunun Gökçam köyünden
Kanlı yaş akıttın iki gözümden
Felek derdi sıralamış sineme
Gizli gizli ben yanarım kime ne
Nesini aldım şu kınayan ellerin
Kanlı yaş dökerim iki gözümden
Kıymet gözlerine ne idi kastın
Şu yalan dünyada kalmadı dostun
Bir gün kar toprak örterse üstün
Kanlı yaş dökerim iki gözümden
DAĞLAR
Enginli yüceli sıralı dağlar
Benim gibi bağrı yaralı, yaralı dağlar
Azgın çılgın yağmış güzel bağrına
O da benim gibi yaralı, yaralı dağlar
O yavru geyikler güzel ceylanlar
Sürmeli maralın nereli nereli dağlar
Karlar yağmış duman çökmüş başına
Yol vermiyor kekliğine kuşuna
Neden bağrın yaralı yaralı dağlar
Kıymet dağlar ile sohbete dalmış
Yüce dağ başında esen yel olmuş
Ömür bitmiş harcanacak ne kalmış
Söyle bana aslın nereli dağlar
KIYMET ÇAĞIN