Merkez Bankası Döviz Kuru | |||
ALIŞ | SATIŞ | ||
USD | 34,4372 | 34,4992 | |
EURO | 36,3826 | 36,4482 | |
ÇORUM, ALACA VE KÖYÜMÜZLE İLGİLİ BİR İKİ SÖZ
Köyümüz ve tarihiyle ilgilenenlerinköyümüzün bağlı bulunduğu Çorum ve Alaca tarihi ile de ilgilenmeleri doğal ve kaçınılmazdır.Ama kişilerin bu ilgilerini abartılı ve gereksiz tarihi bilgilerle değilde birkaç cümleyle karşılamak, sıkmadan tarihin içinde gezintiye çıkararak gidermek mümkündür sanıyorum.
Çorum bilindiği üzere Hatuşaşlılara başkentlik yapmasına karşın Osmanlı yönetiminde çok çok önemli konumda olmamıştır. Türk egemenliğine geçtiğinden bu güne değin hiç el değiştirmeden Türklerin elinde kalmıştır. 1921 yılına kadar Ankara vilayetine bağlı bir sancak yani küçük il olarak kalmış, 1921 yılından 1924 yılına kadar bağımsız sancak ve 1924 yılında ise ile dönüştürülmüştür. İlin adıyla ilgili çeşitli söylenceler çıkarılmışsa da gerçeği adını yakınından geçen anlamı akım, akıntı anlamına gelen Çorum çayından[1] aldığıdır.
Çorum, Karadeniz ve İç Anadolu bölgeleri arasında kalmaktaysa da il geneli karadeniz iklimi etkisi altındadır.
Alaca ilede ilgili kısaca birkaç cümle söylemek gerekirse İç Anadolu iklimi özelliklerinin daha baskın hissedildiği yerlerindendir. İlçe bir ovada kurulmuş olmasından dolayı önceleri Hüseyinova anlamına gelen “Hüseyinabad” olarak anılırken daha sonraları ova toprağının yer yer değişik renklerde olmasından dolayı Alaca olarak söylene gelmiştir.
Türkiye’nin ilk coğrafya ve tarih ansiklopedilerinden “Kamus-u Alam” ise Alaca’dan kısaca şöyle bahsetmektedir; “Ankara vilayetinin, Yozgat sancak ve kazasından, Yozgat şehrinin 40 kilometre kadar kuzeyinde bir küçük kasaba olup çevresinde pek çok eski eser olup özellikle kasabanın bir buçuk saat kuzeyinde oldukça görkemli ve pek eski bir mezar bulunur.”[2]
Alaca yukardaki cümledende anlaşılacağı üzere Yozgat’a bağlı bir ilçe iken il olması üzerine 1924 yılında Çorum’a bağlanmıştır. İlçe kozmopolit bir duruma getirilmek amacıyla doğudan ve Kafkaslardan gelenlerin iskanına tabi tutulmuştur ki bu ayrı bir yazı konusu edilebilir.
Köyümüze gelince bütün özellikleri zaten herkes tarafından bilinmektedir ama en merak edilen konu adının nereden geldiğidir ki bununla ilgili türlü söylenceler vardır bence dikkate alınması gerekenler sırasıyla şunlardır:
1- Köyün ana mezarlığının bulunduğu ve şekil olarakta bir külahı andırması aynı zamanda da Külah Dede’nin orda yattığına inanılması nedeniyle köye “Külah” denilmiş olabileceği;
2- Eskiden köyde Kurulan bir mahkemedeherkesin affedildiği anlamına gelen “Külli af” diye bir karar çıkmasından dolayı “Külli Af”ın “Külah” şekline dönüştüğü( ki ben bunun çok doğru olduğunu sanmıyorum olsa olsa hoş sohbet birinin bir öyküsüdür)
3- Köyün Hatuşaş yönetimindeki bir bölgede olması nedeniyle eğer o dönemdede yerleşim yeriyse bu adın o zamandankalma eski bir ad olması.
Yöremizle ilgili değişik düşünceler dile getirme adına sıraladığım bu birkaç satırın gençlerimizin ilgisini çekeceği umuduyla hoşça kalın. Galip COŞKUN
[1]- “ Türkiye’deki Tarihsel Adlar” Bilge Umar- İnklap Kitabevi Yayınları 1993 [2] - “Kamus-u Alam” Şemsettin Sami – Mihran Matbaası 1889 |
Yazar: GALİP COŞKUN |
Tarih: 29.01.2010 20:37:07 |